Page 25 - MemDergiS2
P. 25
| S A N A T |
Sibel Alaş’ın “Adam” klibi şu an yaklaşık yirmi dört milyon izlenmeye ulaşmış. Birisi bu şarkının
altına 1996’da yaşadığı bir anıyı hatırlattığını anlatan¹ bir yorum bırakmış. Levent Yüksel’in “Med
Cezir” şarkısı yaklaşık otuz iki milyon izlenmede. Bu ve bunun gibi şarkılar elbette ki zamanında da
dikkat çeken şarkılardı. Ancak şu an internetle birlikte her şeyin elimizin altında olduğu bu
dönemde daha da yaygın hale geldi. Belki de bazı 90’lar şarkılarının o dönemde bir köşeye
itilmesinin ve şimdiki kadar ses getirememesinin en büyük sebebi bu. Sertab Erener’in Zor Kadın
şarkısının altındaki bir yorum çok dikkat çekici: “İnanın şu şarkının çıktığı dönemlerde yaz
günlerinin ayrı bir keyfi vardı, insanın içi mutluluk, sevinç ve aşk dolu duygularla kaplıydı.
Eminim ki bu duyguları yaşamak bize ait diye düşünüyorum. Yabancı birilerinin kendi dillerinde
şarkılar dinlediğinde bizim tattığımız o özlem dolu, tarifi olmayan, ismini bilmediğim duyguyu
yakalaması mümkün değil. ²” O dönemin şarkılarını ailemizden biri gibi kabul etmişiz aslında.
90’lar pop zaman zaman kendi köşesine çekilse de bizler eskiyi özledikçe bir şekilde özümüzden bir
parça olarak karşımıza çıkıyor. Geçmişe duyduğumuz özlemi, o zamanda yaşadığımız duyguları,
arkadaşlıkları, aşkları, sevinçleri, üzüntüleri bu şarkılarla yad ediyoruz. Pek çok insan kendi
çocukluğunda veya ilk gençliğinde dinlemekten zevk aldığı müzikleri duymak istiyor. Yonca
Evcimik’in 1994’te çıkan şarkısı “8.15 Vapuru” için bir dinleyici “Bu şarkıyı yıllar sonra dinlediğinde
duygulanacaksın deselerdi inanmazdım.”³ yorumunu yapmış. Başka bir dinleyici “90’larda büyüyen
mahalle çocuklarına selam olsun.”⁴ demiş. 90’lar neslinin birbiriyle olan bağını gözler önüne seriyor
bu yorumlar. Ortak yaşanmışlıklara ışık tutuyor. Ayrıca 90’lar şarkılarının yeniden yorumlanması
kuşaklar arasında da bir bağ kuruyor. Bir konserde 20-25 yaşındaki insan da 35-40 yaşındaki insan
da aynı şarkıyı birlikte söyleyebiliyor. Bir nevi kuşaklar arası bir iletişim aracı haline geliyor
müzik. Farklı farklı insanları bir araya getiriyor. Kiminin çocukluğu, kiminin gençliği, kiminin şu
anı, kiminin de hayali oluveriyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek bir araya gelip özlemimiz, sevincimiz,
acımızdan bir parça olarak karşımıza çıkıyor.
Geriye dönüp baktığımızda neler yaşadığımızı şarkılarla hatırlıyoruz. Onlara anlamlar yüklüyoruz.
Şimdi arkamıza yaslanıp Burak Kut’un Benimle Oynama, Zerrin Özer’in Paşa Gönlüm, Zuhal
Olcay’ın İyisin, Aşkın Nur Yengi’nin Ay İnanmıyorum, Sertab Erener’in Aldırma Deli Gönlüm
şarkılarını açıp dinleyelim. Gözlerimizi kapatıp nostaljide altın çağını yaşayan 90’lara giderek
zamanda yolculuk yapalım.
“Demir atalım 90’lara, bir nostalji denizine,
Ve şimdi ruhumuz o günlerin izinde…”
Müzikle kalın…
¹ https://www.youtube.com/watch?v=ThufvaUVi1Q
² https://www.youtube.com/watch?v=kQMWd7oyFlo
³https://eksisozluk.com/?
q=bu+%C5%9Fark%C4%B1y%C4%B1+y%C4%B1llar+sonra+dinledi%C4%9Fin
de+duygulanacaks%C4%B1n+deselerdi+inanmazd%C4%B1m..+1994+yap%C4
%B1m%C4%B1+yonca+evcimik+%C5%9Fark%C4%B1s%C4%B1.
⁴https://www.youtube.com/watch?v=S-eQk1ia_IU
EĞİTİM VE KÜLTÜRÜN IŞIĞINDA HAYMANA
23